Son dönemlerde pandeminin de etkisi ile tüm dünyada esen teknoloji dönüşüm rüzgarı, gücünü arttırarak hissettirmeye devam ediyor. Bu dönüşümün en büyük çıktılarından biri ise tartışmasız kesintisiz iletişim ve yöntemleri…
Gelinen noktada hepimiz, her veriye her yerden erişmek ve yine bu bilgiler üzerinden iletişim kurabilmek istiyoruz. Bir de son zamanlarda sektörel alışkanlıkların da devreye girmesi ile bu iletişimi genellikle e-posta servisleri üzerinden işletmek istiyor ve inanılmaz bir e-posta trafiği oluşturmuş oluyoruz. Peki, bu iletişimin ne kadarı gerçekten gerekli, diye kendimize soruyor muyuz? Zira bu alışkanlık haline gelmiş reflekslerimizin birçoğunun gerekli olmadığı yapılan tüm araştırma sonuçlarında karşımıza çıkıyor.
Özellikle e-posta trafiğinin gereksiz artmakta olduğunu keşfeden analistlerin dikkatlerimizi çektiği 2 temel husus bulunuyor. Bunlardan birincisi gereksiz bir zaman tüketimi ve doğal sonucu olarak efektif çalışamama, ikincisi ve daha da önemlisi ise karbon ayakizi…
Karbon ayakizi tabiri aslında bir anlamda, tıpkı diğer atıklarımız gibi dijital atıklarımızın da çevreye verdiği zararın ölçümsel boyutta belirlenmesi, ifade edilmesidir. (karbondioksit değeri)
Dijital atıklarımızın başında gelen, gereksiz atılan ve saklanan e-posta mesajları için basit bir reçete düşünüldüğünde alınabilecek aksiyonlar ise aşağıdaki şekilde listelenebilir.
- E- posta hesaplarımızda/kutularımızda bulunan ve artık gerekli olmayan e-postaların silinmesi
- İlginizin/sorumluluğunuzun bulunmadığı ya da iletişim içeriğinin işinize yaramadığı E-posta gruplarına dahil olunmaması ya da farkedilmesi durumunda bu gruplardan çıkılması
- Sadece gerekli olan aksiyon ya da bilgilendirmeler için e-posta gönderilmesi
- Her iletilen e-postaya, “Teşekkür ederim, tamam, ok” gibi mesajları atmayarak e-posta trafiğinin azaltılması
Kişisel olarak yukarıda ifade edilen tedbirler uygulanarak gereksiz e-postaların sebep olduğu enerji tüketimi ve bunun doğal sonucu oluşan karbondioksit (CO2) salınımının önüne geçmiş olabiliriz. Böylelikle çevremize vermiş olduğumuz zararı nispeten önleyerek, hep birlikte daha yaşanabilir bir çevreye katkı sağlayabiliriz.
Yazı boyunca gündeme getirilen konunun daha iyi algılanabilmesi ve kritikliğinin gözler önüne serilebilmesi için çarpıcı bir örnek vermek faydalı olacaktır. Konu hakkında, BBC tarafından yayınlanmış bir rapora göre, İngiltere’de yaşayan tüm vatandaşların her gün bir tane daha az e-posta göndermesi halinde, her yıl yaklaşık 18.114 ton karbon salınımı önleneceği hesaplanmıştır. Bahsi edilen 18.114 ton karbon salınımının ise, 10.000’li adetlerdeki İngiltere-Avrupa arasındaki uçuşta salınabilecek karbon salınımına ve dolayısıyla çevreye verdiği zarara eşittir.*
Ayrıca kaynağı net olarak doğrulanmasa da gereksiz e-posta gönderiminin aşağıdaki gibi doğamıza marjinal zararlar vermeye başladığı bilinmektedir.
- Türkiye’deki e-posta kullanmakta olan her birey günde 1 tane daha az “Teşekkür ederim” e-postası gönderirse, yılda 19,68 ton daha az karbon salınımı gerçekleşir. Bu sayı ise Londra-Madrid arasındaki uçak seferine eş değerdir.*
- Ofis çalışanlarının günlük e-posta trafiğinin yaklaşık 121 adet olduğunu, bunun yıllık ortalama 168 kg CO2 salınımına sebep olduğu hesaplanmaktadır. Bu sayı ise 16.800 adet plastik poşet kullanımına veya İstanbul-Akhisar arası araba ile seyahatte salınan CO2 değerine eşit olacağı bilinmelidir.*
Bahsini ettiğimiz hususların, kişisel hayatımızda kullanmakta olduğumuz diğer teknoloji atıkları ile genişletilerek ele alınmasıyla sağlanabilecek katkıyı hepimizin düşünmesi gerekiyor.
Unutmayalım ki gereksiz e-posta atarak; kendimiz ve çalışma arkadaşlarımızın hayata ayırabileceği zamanı, dünyamız için de temiz çevreyi tüketiyoruz.
Konu hakkında daha fazla nelerin yapılabileceğini merak eden çalışma arkadaşlarımız, Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yapılan duyuruları takip edebilir, faaliyetlerine gönüllü olarak katılabilir.
Daha yaşanabilir bir çevre için, karbon ayak izimizi düşürmek elimizde…
Mert ÇAKAR
Direktör, CISO, ISO 27001 LA, MBA
* Reengen şirketi internet sitesindeki veriler kaynak olarak kullanılmıştır.