2023 yılında, Yeditepe Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde başladığım doktora programını, 10 yıla yakın süren bir akademik yolculuğun ardından tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu uzun serüven süresince, iş hayatımı aksatmamak adına dönemlik aldığım ders sayısını azaltmam gerektiğinden, derslerimi tamamlamam biraz zaman aldı. Derslerimi verdikten sonra 2020’de doktora yeterlilik sınavına girdim ve tez sürecime başladım.
Doktora tezimin konusu: “II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye’de yaşanan periyodik ekonomik krizlerin nedenleri ve bu krizlerin bankacılık sektörü üzerindeki etkileri”. Bankacılık sektörü ve Hazine bölümünde çalışmam, ekonomik olaylara doğrudan tanık olmamı ve yaşadığım deneyimleri akademik bir çerçevede ele alıp yazmamı sağladı, bu da tez yazma motivasyonumu artırdı ve benim için bu tezin anlamını daha da artırdı.
Tezimi hazırlarken, akademik literatürdeki kriz teorilerini ve diğer ülkelerdeki örnek vakaları incelerken 240 farklı kaynaktan yararlandım, sonuç olarak ekleriyle birlikte 400 sayfalık bir doktora tezi ortaya çıktı. Tez danışmanım Prof. Dr. Vedat İnal’ın Amerika ve İngiltere’de yürüttüğü uzun yıllara dayanan akademik çalışmaları ve titiz çalışma prensibi, araştırmalarımın kapsamının genişlemesine önemli katkılar sağladı.
Doktora yapmanın benim için önemi üzerine düşündüğümde, yüksek lisans ve doktora yapma hayalim, üniversiteden ilk mezun olduğum 1988 yılına kadar uzanıyor. İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan hemen sonra yüksek lisansa devam etmeyi planlamıştım. Ancak o dönemde bankacılık sektörünün dinamikleri ve Türkiye’de para ve sermaye piyasalarındaki gelişmeler, beni bankacılık sektörüne yönlendirdi ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Hazine biriminde dealer olarak işe başladım. Yoğun iş hayatı ve aynı zamanda iki çocuk annesi olmanın getirdiği sorumluluklar, akademik kariyer yapma isteğimi uzun bir süre ertelememe neden oldu. Ancak ilk fırsatta, 2005-2007 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde Ekonomi-Finans alanında yüksek lisans yaparak bu isteğimi gerçekleştirdim. Bu dönemde doktora yapma fikri de oluştu. Okumanın ve kendini geliştirmenin her yaşta mümkün olduğunu deneyimleyerek de öğrendim. Hayat boyu öğrenme fikri, bireylerin sürekli gelişim içinde olmalarını ve zamanla değişen dünyaya daha iyi adapte olmamızı sağlamaktadır. Bu, resmi bir akademik eğitim programı olabileceği gibi kişisel ve profesyonel gelişimimizi destekleyen her türlü öğrenme süreci de olabilir. Dünyada yapılacak en kıymetli yatırımın, kişinin kendisine yaptığı yatırım olduğu görüşüne tamamen katılıyorum.
Bu süreçte çevremdeki kişilerin pozitif yaklaşımları ve teşvikleri benim için önemli bir unsur oldu. Benimle birlikte özel hayatlarından fedakarlık yapmak zorunda olan ailemin anlayışı önemli bir motivasyon kaynağıydı. Aynı zamanda TurkishBank Group yönetici ve çalışma arkadaşlarımın gösterdiği yakın ilgi ve destek de son derece değerlidir. Bu vesileyle, tüm TurkishBank Group’a içtenlikle teşekkürlerimi sunmak isterim. Onların desteği, bu akademik serüvenimin her aşamasında beni güçlendiren bir kuvvet olmuştur.